Sonuçlar 3. sayfadan itibaren gösteriliyor. İlk sayfaya dönmek için tıklayın.
İngilizce okumanın en gerekli olduğu bölüm psikolojidir diyebilirim. Tüm eski ve yeni kaynaklar İngilizce çıkıyor. Türkiye'de yapılan bir araştırma bile İngilizce olarak yayınlanıyor. Kendinizi her zaman geliştirmeniz gereken, günceli takip etmeniz gereken ve cevapsız sorular barındıran psikoloji alanının ana dili İngilizcedir. Öyle ki bazı kavramların doğrudan Türkçe çevirisi yok. Türkiye'de iş imkanları açısından artısı tabii ki var ama buna girmiyorum bile.
Akdeniz Üniversitesi Psikoloji Bölümünde 1. sınıfı bitirdim. İlk seneki deneyimlerim ile bu soruyu cevaplayacağım.
Öncelikle okulumuz Edebiyat Fakültesinde yer alan 2014 yılında kurulmuş Türkçe bir bölümdür. Bu nedenle Akdeniz Psikolojiyi gelişmekte ve adını duyurmakta olan bir bölüm olarak nitelendirebilirim. Bundan 9-10 yıl sonra bir Hacettepe Psikoloji bir Ankara Psikoloji gibi adından söz ettirecektir. Bu nedenle sıralamasının da mezunlarının geldiği yerler açısından da ileride çok daha yüksek konumlarda olacaktır.
Akademik kadrosunda profesör bulundurmamasına rağmen psikolojinin temel alt dallarının her birinde uzmanlaşmış akademisyenler bulundurması nedeniyle akademik kadronun güçlü olduğunu söyleyebilirim. Buna ek olarak, bir akademisyeni iyi bir hoca olarak nitelendirmemizi sağlayan şeyin öğrencisiyle kurduğu iletişim olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan değerlendirdiğimizde bölümümüz çok iyi bir kadroya sahiptir. Sorduğunuz her soruyu içtenlikle ve en iyi biçimde açıklayan, soru sorarken çekinmediğiniz, anlamadığınız bir nokta olduğunda size tekrar tekrar anlatan hocalarımız var.
Dersler genelde dersin içinde aktif olduğunuz bir biçimde işleniyor. Hoca size zaman zaman bir soru soruyor, sınıftan 5-6 farklı cevap aldıktan sonra konuyla ilgili gerekli açıklamayı yapıyor. Bu size dersi daha iyi kavramanızda yardım eden bir nokta. Genelde slaytlarını paylaşmadıkları için derste not tutmanız çok önemli. Fakat sınavlarda çoğu hoca çok zorlayıp nottan kısan hocalar değiller bu da sizin derse ilginizi arttırıyor aslında. Devamsızlık hakkınız bir dönemde 4 ders. Yine de devamsızlık hakkınızı kullanmamanız sizin için en iyisi olacaktır, çünkü derste öğrenmediğiniz bir şeyi kitaptan öğrenmek için çok daha fazla vakit harcamanız gerekiyor.
İlk sene psikoloji açısından alan dersi olarak sadece istatistik ve psikolojiye giriş dersleri alıyorsunuz. Bunun dışında sosyoloji, felsefe, antropoloji gibi diğer sosyal bilimlerin derslerini görüyorsunuz ve türkçe ile tarih gibi tüm birinci sınıflarda zorunlu olan alan dışı dersleri alıyorsunuz. Çoğu okul istatistik dersini ileriki senelerde veriyor. Ama ilk yıl bu dersi almanızın çok daha faydalı olduğu kanısındayım, çünkü size psikolojiye bilimsel bir gözle bakmayı öğreten bir ders ve daha ilk yıldan kendinizi bir bilim dalının içinde hissediyorsunuz.
Bölümümüze bağlı bir adet labarotuvarımız var. Burada 3-4. sınıflar arasında Deneysel Psikolojide uzmanlaşmak isteyen kişiler çalışmalar yapıyor. İsteğinize bağlı olarak bu deneylere denek olarak katılabilirsiniz ama deney yapan ekibe girmek için 3 veya 4. sınıf olmalısınız. Diğer alanlarda uzmanlaşmak isteyenler de ilgili akademisyen ile birlikte çalışmalar yürütebiliyor. Zaman zaman yaptıkları çalışmalarda gönüllü olmak isteyen biz alt sınıflar ile de anketlerini paylaşarak veri topluyorlar.
Bölümümüz erasmus olanakları konusunda fazla bilgim yok, bunlara bölümün sitesinden erişebilirsiniz.
Özetle, Akdeniz Psikoloji'yi yazmak isteyenlere gönül rahatlığıyla yazabileceklerini söylemek isterim. Kazanacak olan arkadaşları da şimdiden tebrik ediyorum.
Psikolog mesleğinden kastınız klinik alanda çalışmak ise (seanslarla danışanlara hizmet vermek) psikoloji lisans mezunu olmanız yeterli olmayacaktır. Yine klinik psikoloji yüksek lisans programlarından mezun olmanız gereklidir (Türkiyede).
Bazı Üniversiteler PDR mezunlarının klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapmasını kabul etmezken bazıları da etmektedir.
Hangisi iyi diye bir yorum yapmak sağlıklı olmaz. bu bölümlerde hangi dersler okutuluyor ona bakıp buna göre bir seçim yapmak sağlıklı olacaktır.
Ülkemizde eskiye oranla bu alanda imkanların arttığını söyleyebilirim ama psikoloji bilimine verilen önem göz önüne alındığında yeterli olduğunu düşünmüyorum. Çalışma imkanları geniş fakat istihdam miktarı çok düşük. Bildiğim kadarıyla İstanbul ve Ankara Üniversitelerinde nöropsikoloji yüksek lisans programları mevcut. Farklı özel ve devlet üniversitelerde de ara ara bu alanda yüksek lisans alımları oluyor.
Çok zor. Psikoloji bölümü ÇAP öğrencilerine sıcak bakmıyor, alım kontenjanını düşük tutup fazla yüksek bir standart uyguluyorlar. Tam tersi durum daha olası, psikolojiden girip sosyolojiyle ÇAP yapmak yani.