Çok fazla tartışılır bir konu. Açıkçası doğru bir yanıtı da yok. İş aslında sahada, yani iş hayatında öğrenilir. Ancak öğrenme kapasitenizin büyüklüğü sizin üniversite sınavını kazanabilecek, akabinde bitirebilecek mantık ve akli yeteneklere sahip olup olmadığınıza bağlıdır. Bu yüzden üniversite mezuniyeti bir kıstas gibi değerlendirilebilir. Tabi doktorluk, avukatlık v.b teori olmadan pratik yapılamayacak meslekleri bu kapsamın dışında bırakmak lazım.

Katkı sağlayacağı muhakkak.Ama Türk Dili ve Edebiyatına sadece yazar olmak için gelmek de yanlış.Bir mühendis, tıpçı da yazar olabiliyor.

Bunun cevabını ilk önce hayır, olarak cevaplamak isterim. Böyle bir yükümlülük şart değil. Herhangi bir bölümün mezunu ya da öğrencisi olsanız dahi yazar olabilirsiniz. Önemli olan, hobinizi geliştirmekten yana olmanızdır. Yazarlık tutkunuzun peşinden gitmelisiniz. Tabii Türkoloji bölümü okuyorsanız ve yazmaya meyiliniz varsa bu size ekstra bir katkı sağlayacaktır. Neden böyle bir söze atıfta bulundum, çünkü biz bu bölümü okurken beraberinde sadece bir materyalden yardım almıyoruz. Farklı kaynakları inceliyor, bu kaynaklardan doğan birçok fikri görüyoruz. Yani size birkaç tüyo verebilirim bu noktada. Öncelikle çok okumak gerekiyor, sabırlı olmalısınız. ''Çok okumanız gerekiyor'' dedim, şimdi bunun altını bir dolduralım. Unutmayın ki; ortaya atılan düşüncelerin yandaşları olduğu gibi zıttı da bir hayli olacaktır. Okumamış ve bilmiyorsak bu ortaya atılan fikirleri yorumlayamayacağız. En azından bir konu üzerinde ilerliyorsak genel hatlarına hâkim olmalıyız. Araştırma yapmalı ve argümanları ona layık seçmeliyiz.

Temiz bir Türkçe ile seslenmeliyiz okurlarımıza. Seçtiğimiz sözcükler, ahenkle dans etmeli, geçmişimizdeki başyapıtları da göz önünde bulundurmalı günümüzün koşullarına uygun kelimelerle ilerlemeliyiz yolculuğumuzda. Hayal gücümüzün, engin ufuklarını biraz da gözlemci yönümüzü işin içine kattık mı sırtımız yere gelmez.

Türk Dili ve Edebiyatı sizi yazar yapmaz. Bol bol kitap okutup metin tahlili yaptırarak yol gösterir. Gramer bilginizi derinleştirir yazım kurallarına hakim olmanızı sağlar. Ama Edebi yazılar üzerinden sizleri bilgilendireceği için kuralsızlığın enginliğini de unutmanızı sağlar. Yazım konusunda mükemmelliyetçi olduğunuz müddetçe kısır döngüye girebilirsiniz.

Evet, kesinlikle.

Bu bölümde kendini geliştirmek çok önemli. Şöyle ki; sektör çok hızlı ilerliyor. Her gün gelişen  bu teknolojiyi takip edebilmek için sektörün kalbinin attığı yerde olman tabiki de sana büyük bir avantaj sağlayacaktır. Etkinliklerin çoğu İstanbul'da yapılıyor. Bunlara katılarak hem çevre edinirsin, hem sektörün nabzını kolaylıkla tutmuş olursun. Buralarda tanıştığın insanların bakış açıları senin gelişmene fazlasıyla katkı sağlayacaktır.

Evet avantajdır. Bir çok firma ve kurum İstanbul da bulunmakta. Çeşitli seminerlere katılma, farklı insanlar görme şansın artar. 

Istanbul'da  öğrenciyken bölüm ile ilgili katilinabilecek daha fazla eğitim ve etkinlik imkanı bulunuyor. Bunun yanında iş imkanları daha geniş olduğu için staj yeri bulma konusunda da iyi bir tercih

Merhaba ;

İstanbul da okumak gerçekten çok avantajlı ama eğitim alacağın üniversiteyi iyi seçmen gerekiyor.İyi çalışmalar.

Genelde Bahçeşehir Üniversitesine gelmeden önce bulunan en büyük ön yargı kampüs ortamı oluyor. Benimde başta bu konuda çok soru işaretlerim vardı fakat üniversitemiz çok sosyal bir alanda. Bu sebeple bulunduğumuz semtler aslında bizim kampüsümüz haline geliyor ve bence çok daha fazla eğlence seçeneklerimiz oluşuyor.

aynı zamanda geçtiğimiz senelerde BAU Future Kampüs adında bir yerleşkemiz açıldı. Tamamen bir yaşam merkezi ve kampüs ortamı isteyen her öğrenci için çok ideal bir alan.

Gayet sosyal ve hareketli bir kampüs ortamı var okulda. Kampüs yüzölçümünün -Beşiktaş sahildeki ''güney kampüs'' için konuşuyorum- küçük olması, nüfus yoğunluğunun ve dolayısıyla sosyalleşmenin artmasına kesinlikle katkı sağlıyor.

Bahçeşehir üniversitesitesi çok büyük bir kampüse sahip değil fakat bulunduğu konum itibari ile büyük bir kampüse ihtiyaç duymuyoruz. Beşiktaş çarşıya yürüyerek 5 dakikalık mesafedeyiz her imkan ayağımızın altında ayrıca d-teras çok keyifli.

Okumadım kazandım gidemedim

İstanbul da çok sayıda kültürel yapının olması aslında bir öğrenci için güzel bir şey bu sayede farklı tarzdaki insanları tanıyarak hayat bakış açınızı genişletebiliyorsunuz.

Kendi ayaklarımın üstünde durabilmeyi ve kaos anlarında soğukkanlı kalabilmeyi...