Sonuçlar 45. sayfadan itibaren gösteriliyor. İlk sayfaya dönmek için tıklayın.
Henüz bir lise öğrencisiyim. Ama genel olarak psikoloji alanına ilgim var psikoloji alanında temel bilgilerin yanı sıra psikoloji alanının tarihsel gelişimi, yenilikler, insan yaşamı, dünya tarihi, psikolojinin neden insan hayatında olduğu, tarih boyunca psikolojide neler yaşanmış, makaleler, tezler psikoloji bilimi, psikoloji alanının diğer alanlarla ilişkisi, etkileşimi konularında bir çok yönden merak ediyorum. Hedefimi sadece psikoloji alanı ile sınırlı bırakmayıp daha farklı henüz keşfetmediğim alanlara yönlendirerek hayat boyu bir öğrenim projesi düşünüyorum. Çünkü dünyada merak ettiğim o kadar çok soru var ki mutlak cevaplar beni tatmin edemiyor. Böylelikle içimdeki bu merak tutkusunu doyurmak, tatmin etmek için böyle bir yolculuğa girmek istiyorum. Üniversite bölüm kariyer pek önemsemiyorum ama amacıma ulaşmak için elimde olan tek araçlar olduğu için bu yolu izlemek zorundayım. Psikoloji alanı dışında hobi olarak müzik ve dans etkinliklerini seviyorum. Ayrıyeten yabancı dilleri ve yabancı ülkere de merakım var. fotoğraf çekmeyi ve basketbol oynamayı seviyorum. bu saydıklarım hobi ve hayallerin bir kısmını gerçekleştiremiyorum. Farklı farklı nedenlerden dolayı hayatta şahit olduğum herşeyin nedenini nasıl olduğunu merak ettiğim için kendimde gözlem ve araştırma özelliklerinin baskın olduğunu fark ettim. Bu gözlem ve araştırma özelliklerimi merak ve tutku duyduğum şeyler doğrultusunda geliştirmek ve ilerletmek istediğimi fark ettim. Yaşadıklarımdan ve büyüdüğüm toplum içerisinde farklı bir toplum modeli olması gerektiğini düşündüm ve sadece büyüdüğüm toplum değil genel anlamda toplumsal bir bozukluk var ki en belirgin yanı ise aile sistemlerinde mevcuttur. Bazı kavramları örneklendirecek olursak;
Ahlaki Baskı, Otorite, Öğrenilmiş Çaresizlik, sosyal fobi, şiddet gibi özelliklerin bu toplumlarda ve özellikle de eğitimsiz aile sistemlerinde güncel olarak sürekli nesillerce yerini koruyarak aslında bireyin ve toplumun gelişimini çok olumsuz yönde etkilediğini fark etmem üzerine içimde filizlenen bazı özellikler olarak gün yüzüne çıktı..
Bu yüzden psikoloji, bu yüzden hayata dair herşey..
Gelecek kaygısı yönünden bakılacak olursa, felsefe bölümünden mezun olduktan sonra eğer güzel bir ortalama ile mezun olmuşsanız akademisyenlik yolundan ilerleyebilirsiniz. Bunun dışında felsefe bölümünün iş açısından pek bir getirisi olduğu söylenemez. Meslek açısından değil kişinin kendi hayatına bakış açısını değiştireceği yönünden felsefe bölümü tercih edilebilir. Sürekli kitap okumayı gerektirir. Okula ilk geldiğiniz sene ile dört senelik eğitimle öğrendiğiniz şeylerle çok değiştiğimizi fark ederiz :) Psikoloji bölümünde alan imkanı daha fazladır şayet kendini geliştirirsen:) Ve fazlasıyla nankördür, sürekli alanla ilgili makaleler okunması gerektiği söylenir. İki bölümde aşırı zevkli geliyor bana.
Merhaba,
Hacettepe Kimya Mühendisliği 4. sınıf öğrencisiyim. Açıkçası sektörde işe alım çok fazla değil ve dolayısıyla işsizlik var. Rekabet çok. Bundan dolayı kendini olabildiğince geliştirmen gerekiyor, yalnızca bölümünü okuyup bitirmek yetmiyor yani. Sektörde söz sahibi ve kesinlikle ingilizce eğitim veren bir üniversitede okuman sana fayda sağlayacaktır. Mezuna kalacak imkanın varsa bir yıl daha hazırlanıp, şimdiden başlayarak gelecekteki kariyerinde daha sağlam adımlar atmayı denemeni öneririm.
Sorun olursa her zaman ulaşabilirsin. Başarılar dilerim.
Eğer mezuna kalacak enerjiyi kendinde görüyorsan denemelisin.Kimya mühendisliği Türkiye’deki ilk 4 iyi üniversitede okunmalı derim.Ancak ben Konya Tekniğe gidip orada okumayı düşünüyorum dersen de sevdiğin bölümde olursun dolayısıyla yine kendini geliştirirsin.Karar senin ancak bana göre mezuna kalıp birdaha hazırlanman daha iyidir ??
Bence dokuz eylül daha uygun olacaktır.hem daha eski ve bilindik bir üniversite sıralama olarak da daha yukarılarda izmirde olması büyük avantaj Antalyaya göre daha fazla is imkanı var.Akdeniz üniversitesi kampüs olarak çok iyi konumu da güzel,tercih edilebilir ortalama bir üniversite dokuz eylüle göre biraz alt segmentte diyebilirim ve tercih yapacaksan antalyada iş imkanlarının çoğunluğu turizm sektörü üzerine işliyor izmir de imkanlar daha geniş büyük şirketlerin şubeleri mevcut bunları göz önünde bulundurarak karar ver ama ben dokuz eylül diyorum.
İkiside değil
Bana göre buna yarı yarıya etki eden 2 neden var; Birincisi öğrencinin projelerinin uzun süreli çalışma ve yoğun ilgi istemesi fakat öğrencinin bunu diğer bölümlerdeki arkadaşlarının rahatlığından örnek alarak yapması.Tabi ki de bu sıkışıklığa ve sabahlamalara neden oluyor.
İkincisi ise yeni öğrenilen uygulamalı bilgilerin hızlıca pratiğe dökülememesi örneğin yürümeyi yeni öğrenen bir bebeğin koşamaması gibi. Henüz okumakta olan bir mimarlık öğrencisi yürümeyi öğreniyordur koşulacak mesafeyi yürüdüğü için sabahlaması gerekiyor :)
Mimarlık öğrencisi olacaksanız kesinlikle bol bol uykusuz kalmayı göze almanız gerekir. Çünkü eğer siz düzenli çalışarak projeyi yetiştirseniz bile -sanıyorum iş hayatı için ufak bir simülasyon olmasını istedikleri için- proje hocası jüri öncesindeki son kritik aldığınız derste mutlaka projede büyük değişiklikler yapmanızı ister. Sanıyorum onlar bu şekilde eğitim aldıkları için mimarlık öğrencilerinin yoğun stres ve uykusuzlukla başarılı bir proje ortaya çıkarmasını istiyor. Çok nadir istisnaları var ancak ben üniversite hayatım boyunca toplamda hayatımın geri kalanında sabahlamadığım kadar çok sabahladım.