Bu bölümden mezun olunca en kötü ihtimalle tercümanlık yaparsınız. Muhakkak iş bulursunuz, bakanlıklarda, hatta bankalarda bile çalışabilirsiniz. Resmi kurumlarda şansınız oldukça yüksektir. Akademisyen olarak ilerleyebilirsiniz. Ama açıkcası büyük ihtimalle kendinizi alakasız bir alanda da bulabilirsiniz nitekim dilcinin kaderidir bu. Yüksek lisansınızı başka bir bölüm üstüne yapıp bambaşka yollara sapabilirsiniz :) biraz size kalmış yani. Sanılanın aksine alanı geniştir.

Pahalıdır Ankara. İlk 3 ay ömrünüzde harcamadığınız parayı harcar, sonra bu kadar parayı ne zaman harcadığınızı anlayamaz, aç kalır akıllanırsınız. Sonrasında eğer ailenizin maddi durumu orta halliyse, bazen aç yattığınız günler olur. Bunun dışında bir önceki cevapta da bahsettiğim gibi arkadaşlıklar biraz menfaate dayalıdır yani ilk senenizde bol bol kazık yemeye hazır olun. Ama kendinizi çok da üzmeyin çünkü 4 sene sonra geriye dönüp baktığınızda kadar büyümüş olacaksınız ki pehh bunlara mı üzülmüşüm ben diyceksiniz :)) Benim gibi küçük bir yerden geliyorsanız yol olayı ömrünüzden ömür götürecektir çünkü yolu sorduğunuz adam hemen şu ilerisi der, sevinirsiniz ama kendinizi 3 saattir yürürken bulursunuz. Buna hazırlıklı olun :)

Her anlamda artıdır. Harikadır. Her yönden gelişirsiniz, hayata bakışınız değişir. Etrafınızdaki (tabi biraz bulunduğunuz ortama da bağlı) insanlar o kadar birikimlidir ki bir şey öğrenmediğinizde kendinizi kötü hisseder, toplumsal olaylara, tarihe, insanlara, yaşayışa duyarlı bir insan haline gelirsiniz. Televizyondan gördüğünüz olayları kalbinden izler aslında hiç de gördüğünüz gibi olmadığını anlarsınız. İlk sene etrafınıza çakal çukul doluşucağından baya kazık yersiniz. Arkadaşlıklar maalesef biraz çıkara dayalıdır burda. Ondan sonra siz de çakala dönüşürsünüz daha da ömrünüzde kimse size kazık atamaz :D Ankara insanı büyütür velhasıl..

70 geçme notudur. saçmadır, ne bir çan eğrisi, ne büt, ne doğru düzgün yaz okulu vardır. 70i buldunuz buldunuz, bulamadınız sevgilinizle sinemaya gitmeyip kolunuz kadar kitapları yeyip yutmak zorundasınız.

Havalı bir okuldur ama okursanız anlarsınız ki aslında pek bir olayı yoktur :) Sosyal aktiviteleri boldur ama ama bana öyle geliyor ki yetersizdir. yani misal Tango mu istiyorsunuz? kursu vardır ama temel adımları öğrenmekten ileri gidemezsiniz gibi.

İşte burda size çok önemli bir tavsiye vereceğim. Hayır hayır tavsiye değil bu hayati bir uyarıdır; daha önce okumayı aklınızdan bile geçirmediğiniz bir bölümü sakın ama sakın o-ku-ma-yın! hadi dediniz ki ben bu lanet şehirden kurtulmak istiyorum yüzden gidicem, bir daha sınava girip istediğiniz bi şey okumak için 4 sene beklemeyin :)) hemen ertesi sene değiştirin. ben böyle yaptım ve bedelini ağır ödedim diyebilirim. Fransız Dili ve Edebiyatı bölümü ile ilgili bilgi vermem gerekirse, açıkcası fakültenin en zor bölümüdür. ben sevmiyorum diye değil, okuyan başka birine sorun hakikaten öyledir. ama eğer seviyorsanız her gün düzenli olarak 1 saat çalışırsanız (bütün sene) rahatlıkla geçersiniz. Yazmak en önemli çalışma şeklidir bu bölümde. Bol bol yazmalısınız. Bazı hocalar çılgınlarcasına çalışsanız da sizi geçirmemeye ant içmiştir, çok zorlamayın :) ama dediğim gibi seviyorsanız bir şekilde okulu 5 senede bitirirsiniz.

Lisedeyken Ankara Üniversitesini hayal etmiştim hep. neden olduğunu hatırlamıyorum :)) ama duygusal sebeplerden. Şu açıdan güzel, okulun özgür bir havası var. Hani Dil Tarih'te merdivenlere oturup çay içmek derler ya hep, anlatılmaz yaşanır bir durumdur. Eğitimi harikadır, lakin zordur..