Anlatsın
Giriş

Sonuçlar 12. sayfadan itibaren gösteriliyor. İlk sayfaya dönmek için tıklayın.

Alper Güler
Alper Güler
Kurumsal Ürün ve Servisler Uzmanı, Vodafone
Özge Arın
Özge Arın
Müşteri Veri Yönetimi Yönetmeni, Garanti BBVA
Didem Şahin
Didem Şahin
Head of Commercial, Koton
Çağatay Güven
Çağatay Güven
Ücret ve Yan Haklar Süreç Yöneticisi, Tat Gıda ve Düzey Pazarlama

Bilkent Üniversitesi, akademik alanda kendini geliştirmek isteyenler için mükemmel bir yer. Eğer akademik bir kariyer istiyorsanız, Elektrik Elektronik Mühendisliği alanında Bilkent Üniversitesi sanırım Türkiye'nin en iyisi. Lisans eğitimimiz sonrasında yurt dışındaki üniversitelerde (MIT, Stanford dahil) yüksek lisans ve doktora yapmaya giden birçok arkadaşım oldu.


Bana da bu akademik bilgiyi ve bakış açısını kattı; fakat ben akademik alanda ilerlememe kararı aldım. Girişimci oldum ve arkadaşlarımla birlikte Anlatsın'ı kurdum. Girişimcilik yolculuğumda bölümün bir katkısı oldu mu derseniz, cevabım kesinlikle hayır. Peki Bilkent'in bir katkısı oldu mu derseniz, kulüpler ve okulun efsane kampüsü sayesinde birçok kişiyle ve şirketle tanıştım. Bu da iş hayatına birazcık önde başlamamı sağladı diyebilirim.

Ozan Solmaz
Ozan Solmaz
Yazılım Birim Müdürü, Garanti BBVA Teknoloji
Özgün Taş
Özgün Taş
Solution Architect, Huawei

Bölüm sana neler kattı deyince aklıma ilk gelen şey hayatımın her alanında çok değil verimli çalışmam gerektiğini öğrenmem oldu diyebilirim. Okul haricindeki işlerimde de kısa zamanda daha kaliteli bir iş ortaya koymaya odaklıyım bu sayede hem büyük projeler çıkartıp hem de kendime yeterince zaman ayırabiliyorum. İlk bakışta bölümün bana kattığı en büyük artılardan biri bu bence. Diğer bir taraftan bu kadar somut şekilde belli olmasa da okulun, bölümün, etrafınızdaki insanların size kattığı bakış açısı gerçekten çok büyük bir fark yaratıyor. Çevrenizde farklı ilgi alanlarına ve farklı özelliklere sahip, potansiyeli çok yüksek olan ve bunu sonuna kadar kullanan onlarca insan var. Bu insanlarla ders arasında yaptığınız 10 dakikalık bir sohbet bile size hem bilgi hem de bakış açısı olarak çok şey katıyor. Akademik olarak zaten çok bahsetmeme gerek olmadığını düşünüyorum :) Dünya çapında isimleri duyulmuş ve alanlarının en iyisi hocalardan ders almak büyük bir ayrıcalık.

Berk Yaşar YAVUZ
Berk Yaşar YAVUZ
Undergraduate Researcher, UMRAM

Bu kişiye bağlı bence ama ben pişman değilim çünkü sosyolojiye bir kere başladıktan sonra hayata karşı, kendinize, topluma bakışınız eskisi gibi olmuyor, her şeye karşı bir farkındalık kazanıyorsunuz, hayatınızin her alanına yayabiirisiniz,ama en nihayetinde burası Türkiye de insanların sosyolojiye bakışı gerçekten çok acayip, çünkü son nefesinize kadar sosyolojisiyi insanlara açıklamak ile uğraşacaksınız, onun dışında mutalaka iyi bir okulda mümkünse İngilizce eğitim alarak bitirin, iş arayışınızda bu ikisinin çok faydası olacaktır, onun dışında sosyoloji her şeyi araştırma konusu haline getirebilir örneğin bir sakız üretim sürecinden tutunda Trump in başkan olmasının dünya siyasetinde ve ekonomisine olan yansıması gibi. Ama en önemlisi bilinçli ve istekli okumanız ve okul bitmeden hangi sektörde çalışacağiniza karar verip o yönde kendinizi hazırlasanız kafaniz rahat olur

hatice kuş
hatice kuş
Satış Asistanı, Decathlon

Hayır asla olmadım, pozitif bir bilim okumuş olmak çok farklı alanlarda kendimi geliştirmemi ve kendimi keşfetmemi sagladı.Çalıştığım tüm sektörlerde öğrenme ve uygulama sürecimi kısaltti. Tekrar okuma şansım olsa yine aynı bölümü okurum :))

Dışarıdan gelen arkadaş ve ailesel tepkiler evet olmama neden oldu. Bazen keşke hukuk ya da işte yaşım biraz daha küçük olsaydı dediğim oldu. Şimdiki sıralamalarla ingilizce koç burslu flan tutuyormuş. Onun dışında ben bu kadar fazla sosyal düşünürü ve bu becerileri farklı alanda kazanamayabilirdim. Arge çalışabiliyormuşuz yalnız Türkiye' de bu mevzu mühendislerle  aynı işi yapmak kaydıyla olabiliyor. Mentor ihtiyacı kesinlikle mevcut. Hacettepe'nin öğrenci kalitesinin biraz düşmesini buraya bağlayabilirim. Biraz özel sektörle temas halinde olmak gerekli. Yoksa sosyolojinin s'sini insanlar anlamayabiliyorlar. 

bir açıdan evet, çok fazla alakasız kişinin sürekli bölüme dayanarak aşağılamasına maruz kaldım. ama iş olanakları denildiği kadar dar değil, sonuçta boğaziçi üniversitesi. akademide de önü açık, bölüm müthiş olmasa da kötü de değil. türkiye standartlarında inanılmaz bile denebilir. sadece alakasız insanlarla tuhaf muhabbetlere giriyorsunuz bölüm üzerinden. anladığım kadarıyla türkiye’de insanlar birbirlerini durduk yere ezmeyi seviyor ve sosyoloji okumak davetiye çıkarıyor. çoğu kişi sosyoloji ne demek bilmiyor mesela ama aşağılıyor. ben özellikle fanatik bir sosyoloji aşığı da değildim, garip bir lisans hayatı geçirdim bu açıdan. bölüm müthiş, hayatımın anlamı diye de savunmak içimden gelmiyordu. işte çok aldırmıyorsanız insanların iğnelemesine bölümden pişman olmak için pek sebebiniz olmaz, ama taş olsa çatlar herhalde. 

Hayır asla pişman olmadım. Aksine sosyoloji bölümü bana pek çok şey öğretti. Öncelikle insanlarla nasıl iletişim kurulur?sonrasında araştırma ,inceleme ,gözlemlemek bütün bunların önemini sosyoloji bölümünü okuduğum zaman anladım. Özellikle de insanlarla iletisimimi geliştirmemi sağladı diyebilirim. 

Huzur buldugum bir yer oldugu icin okulumu seviyorum. Gene olsa bu okulu yazardim

Hayallerim peşinde koşmaya geldiğimden dolayı, hayallerime yaklaştıkça cehennemde olsam umurumda değil.

Yaklaştığıma da inandığımdan dolayı seviyorum diyebilirim :)

Burada birçok insanın dürüstçe fikir beyan ettiğine inanmıyorum HAYIR sevmiyorum diyebilmek bu kadar mı zor.Bu üniversite başta kaybediyor sizi öğrenci olarak görmüyorlar siz sadece birer müşterisiniz hani şu bakkalda duran amcalar olur ya sen ne zaman içeri girsen samimi gibi davranır dışarda görse umrunda olmaz işte bu tarz bir üniversiteye sahibiz .Mekan olarak merak ediyorsanız cidden güzel bir üniversite